1983 yılında Japon kahvecileri 29 Eylül’ü Dünya Kahve Günü olarak kabul ettiler. Neden olmasın? Kahve hayatımızda 11 asırdan beri var ve sudan sonra dünyada en çok tüketilen içeceklerden biri. Zaten kahvenin artık doğal ve güçlü bir atioksidan olduğu da kesinleşti. Vücudun zararlı, hasar görmüş hücre ve DNA’dan kurtulmasını sağlayan antioksidanlar, kalp hastalıklarından ve kanserden korunmaya büyük ölçüde yardımcı oluyorlar.
Kahvenin Yararları
Uzmanlar kahvenin yararlarını saymakla bitiremiyorlar. Sıralayacak olursak uzun bir liste oluşuyor. Karaciğer riskini azaltmada yardımcı. Alzheimer, Parkinson ve Tip2 diyabet hastaları için faydalı, beyin ve sinir sistemini uyararak zihinsel aktiviteyi artırıyor, bu yüzden bir konu üzerinde odaklanma daha iyi oluyor. Depresyona karşı bir önlem. Safra taşı riskini minimuma indirmede bir etken. Bağışıklık sistemine katkı yapıyor ve cilde iyi geliyor. Kalp krizine karşı doğal bir ilaç ve hafızaya da iyi geliyor. Doğrusu kahve özel bir günü hak ediyor. Bu içecek dünyada petrolden sonra en çok ticareti yapılan ürün olma özelliğini de taşıyor.
Kahvenin yaygınlaşmasının önemli bir nedeni de 1938 yıllarında suda çözünür kahvenin bulunması. Tek elle toplanan kahve çekirdekleri önce kavruluyor, sonra basınçlı su altında özü çıkarılıyor. Bu özün kurutulması ile elde edilen hazır kahveye sudan başka hiçbir şey temas etmiyor. Türkiye’de bugün yaklaşık 16 milyon evde hazır kahve içiliyor.